Hacı Ünal İle Röportaj:
Yapılacak seçimler için adayların
seçim savaşları sürüyor. Adaylara bu savaştan galip çıkmanın püf
noktalarını Seçim Kazanma Sanatı isimli kitabın yazarlarından
Hacı Ünal’dan dinledik. Ünal, adaylara seçimlerin hayatın sonu
olmadığını söylüyor, disiplinli, planlı çalışan adayların
seçmenlere rahat ulaşabileceğini ve bunun da seçim zaferini
beraberinde getireceÄŸini dile getiriyor.
Neden böyle bir kitap hazırlama gereği duydunuz?
Kitabı yazış amacımız yönetmeye aday olan kişilerin yani
adayların seçimlerde nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ortaya
koyarak onlara bu konuda yardımcı olacak çalışmaların ne şekilde
yürütülmesi gerektiğini anlatmaktı. Seçim kampanyası yürütmek
oldukça zor ve planlı çalışma yapmayı gerektirmektedir. Aynı
zamanda adaylar kendilerini seçmenlere anlatmak zorundadırlar.
Aday ile seçmenin nasıl buluşacağı, bu buluşmanın hangi yollarla
ve nasıl yapılması gerektiğine de kitabımızda yer verdik. Bu
çalışmayı yaparken, bir konuya odaklandık; O da, kişilikli,
saygın, dürüst, çalışkan ve ideal bir yönetici profilini ortaya
koymak ve seçmenlerin seçim tercihlerini yaparken nelere dikkat
ettiklerini belirlemekti.
Kitabın adı neden Seçim Kazanma Sanatı?
Seçim kazanma, dünyanın hemen her yerinde çok yönlü, çok boyutlu
bir faaliyet olarak görülmektedir. Talip olunan yere göre
yürütülen faaliyetin alanı, kapsamı da o oranda değişik
olmaktadır. Yürütülen kampanyanın bir sanat olduğu hemen her
kesimin kabul ettiği bir durumdur. Bu nedenle kitabımızın ismi
Seçim Kazanma Sanatı oldu.
Size göre adaylar öncelikle ne yapmalı?
Adaylar seçim kampanyasına başlamadan önce iyi bir hazırlık
devresi geçirmelidirler. Hazırlık aşamasında adaylar, geçmiş
dönemdeki seçim sonuçlarını, seçim ve seçmen nüfus bilgilerini,
bölgedeki, sivil toplum örgütleri, kurumlar vs. nin bilgilerini
temin etmelidirler. Bunun dışında rakip adayların tanınması için
bir çalışma yapmak gerekiyor. Kampanyada kullanılacak olan
sloganların belirlenmesi de önemli bir yer teşkil ediyor. Bunlar
belirlendikten sonra seçim kampanyasının takvimlendirilmesi yani
ne zaman başlayacak ne zaman bitecek bu belirlenmelidir. Ayrıca
seçim kampanyasının finansmanı ve yapılacak çalışmaların önceden
planlı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Adaylar öncelikle
kampanyayı yürütecekleri bir seçim strateji merkezi
oluşturmalıdırlar. Bu Merkez tam donanımlı olmalı ve burada işin
uzmanları yer almalıdır. Merkezde kampanyayı yürütecek çeşitli
uzmanlık alanları belirtilebilir. Komite başkanı, Başkan
yardımcı, kampanya yöneticisi, siyasal organizasyon sorumlusu,
araştırma ve slogan sorumlusu, haberleşme sorumlusu, mali
sorumlu ve avukat bu merkezde olabilir.
Adaylar seçmenle nasıl ilişki kurmalıdır?
Başkan adayları seçim kampanyası boyunca sürekli olarak
seçmenleriyle iletişim kurma durumundadırlar. Bu nedenle
seçmenle iletişimde bazı kurallara dikkat etmeleri gerekiyor.
Aday, insanlarla iletişime girerken onların algılama
kapasitelerinin, duygularının ve cinsiyetlerinin bu iletişimde
nasıl bir etkisi olduğunu bilerek hareket etmesi gerekir. En
önemli hususlardan birisi adayla seçmenin ilk tanışması. Aday,
öncelikle tanışma ortamının doğduğu yerde, oturuyorsa ayağa
kalkmalı ve ayakta karşılamalıdır. Karşılaşılan kişiye “merhaba,
günaydın, hoş geldiniz” gibi sözcüklerle hitap edilir ve el
sıkışılır. Aday el sıkışırken gülümsemeli, karşıdaki kişiye
güven vermelidir. İnsanları etkilemenin bir yolu da karşınızdaki
kişinin gözlerinin içine bakmaktır. Aday tanıştığı kişinin
gözlerine bakmalı, eğer ismini biliyorsa onlara isimleri ile
seslenmelidir. Tanışma kısmında aday, karşısındaki kişilerle
ilgilendiği göstermeli, onların hal ve hatırını sormalı ve
onları ayrıntılı tanımaya özen göstermelidir. İletişimde ilk
izlenim çok önemlidir. Bu nedenle aday dış görünüşüyle,
kullandığı dille, gösterdiği ilgi ve nezaket ile olumlu bir
izlenim bırakmaya çalışmalıdır.
Aday düşüncelerini ifade ederken oldukça temkinli olmalıdır.
Aday, seçmenleri sıradan konuşmalarla sıkmamalıdır. Konuşmayı
ilgi çekici hale getirmenin yollarını bulmak gerekir. İnsanlar,
karşılarındaki insanlara güvenmek ve inanmak isterler. Bu
nedenle aday karşısındaki insanlara güven vermeye çalışmalı,
onların güvenini kazanmaya gayret etmelidir. İnsanlar
karşısındaki kimselerin neyi nasıl söylediklerine de dikkat
ederler. Yani konuşmanın içeriği kadar söyleyenin düşüncesini
nasıl söylediği de karşı tarafı etkiler. Kısaca aday beden
dilini ve ses tonunu kullanmasını bilmelidir. Adaylar seçim
kampanyasını yürütürken her kesimden ilgi görmeyecektir. Çeşitli
kesimlerin, rakiplerinin sempatizanlarının eleştirilerine maruz
kalacaktır. İnsanlar kendilerinden başka herkesi eleştirmeye
meyillidir. Ama eleÅŸtirilmeyi kabul etmeyi bilmezler. Aday,
çeşitli ortamlarda eleştirildiğinde öfkelenmemeli, sakinliğini
korumalı, eleştirinin haklı olup olmayacağını değerlendirmeli ve
çalışma isteğini kaybetmemelidir. İnsanlar yaratılışları gereği
önemli olmak isterler; yaptıklarının takdir edilmesinden,
övülmesinden hoşlanırlar; sempati ve dikkatle karşılanmayı arzu
ederler. Bu nedenle aday çevresinde övgüyü hak edenleri övmeli,
onlara çalışmaları için hız ve heves vermeli ve başarıları
açıklamaktan çekinmemelidir.
Adaylar seçim kampanyaları sırasında sık sık tartışma
ortamlarında bulunabilirler. Ancak aday, tartışmalarda nasıl
davranması gerektiğini iyi bilmelidir. Tartışmada herkes
kendinin haklı olacağını düşündüğü için tartışmayı fazla
uzatmamak ve karşıdaki insanı rencide etmemek gerekir.
İletişimde başarının ve başkalarını etkileyebilmenin gizi, her
şeyi başkalarının gözü ile görebilmekten ve kendinizi onların
yerine koyabilmekten geçer. Bu davranış biçimi psikolojide
empati olarak adlandırılır. Kendini bir başkasının yerine
koyabilen ve kafasının nasıl çalıştığını kavrayan bir kimse,
karşısındakinin düşüncelerini ve herhangi bir olay karşısındaki
davranışlarının ne olacağını rahatça kestirebilir. Bir sorunu
başkalarının da görüşlerine göre düşünmek eğiliminde olanlar,
iletişimde başarı kazanır. Bu nedenle, başkalarının yerine
koyarak düşünme alışkanlığı edinilmeli.
Adaylara önerileriniz var mı?
KENDİNE GÜVEN: Propaganda da insanları inandırmanın ve ikna
etmenin en önemli yollarından biri, kişinin kendine
güvenmesidir. Ancak bu yolla şahsi başarıda rol oynayan diğer
etkenleri sağlıklı bir şekilde kullanabilir. Kendine güveni
kaybetmiş birinin mantıklı düşünmesi ve mantıklı konuşması
imkansızdır.
ETKİLİ KONUŞMA: Propagandacı için çok şey biliyor olmak ancak
etkili konuşmak ile önem kazanır. Bilgisini bir amaç için
kullanmak durumunda olan birinin başarısı, bilgisini ilgili kişi
veya gruplara iletmesi ve onları inandırması ile ölçülür.
KISA VE ÖZLÜ ANLATIM: Konuşmacı propaganda için seçtiği konunun
ayrıntılarına vakıf olmak mecburiyetinin yanı sıra , bunu
anlatırken karşısında bulunanların kültür seviyesine uygun bir
üslubu yakalamak zorundadır. Bu ancak kısa ve özlü bir anlatımla
mümkündür.
PSİKOLOJİK ETKENLER: Kitlelerle temasa geçen biri psikolojik
olarak hazır bulunmak zorunda olmanın yanısıra kişi ve kitle
psikolojisinden de anlamak mecburiyetindedir. Yaptığı işe
inanmış, fikirlerine ve kendine güvenen bir kişi psikolojik
olarak hazır demektir. Bundan sonrası kendi rahatlığını
karşısındakilere de aktarmak ve onları da rahatlatmaktır.
PROTOKOL KURALLARINA UYUN: Hayatın her alanında görülen
hiyerarşik yapı ve protokol kuralları bazı durumlarda çok daha
önem kazanır. Gerek ikili münasebetlerde gerekse toplum içindeki
sosyal ve siyasi ilişkilerde bu kurallara uymak, karşı
fikirdekilerin gönlünü almak bakımından dikkate değer.
ZAMANI İYİ KULLANIN: Bir propagandacının en çok sıkıntısını
çektiği konu, kendisine tanınan zamanı gerektiği şekilde
kullanamamaktır. Bazı konuşmacılar asıl söylemek istedikleri
hususları konuşmanın son bölümüne saklar. Fakat sözlerini
toparlayamaz ise bu son bölüm tam bir karmaşaya dönüşür. Çünkü
hem o ana kadarki konuşmalarını toparlamak hem de asıl
vurgulamak istediÄŸi konuyu etkili bir ÅŸekilde ifade etmek
zorundadır. İçine düşünülen bu durum büyük sıkıntılara yol
açabilir. Çözüm bol bol konuşma çalışması yapmak ve belli
zamanlarda belli konuları toparlama kabiliyetini geliştirmektir.
GEÇİMSİZ GÖRÜNMEYİN: Ateşli tartışmalar bazı konuşmacılar için
dezavantaj olabilir. Böyle durumlarda sakinliğini
koruyamayanlar, kendi karakteristik özellikleri öyle olmasa
bile, ister istemez geçimsiz bir kişi imajı verebilir. Çözüm;
sinirlere hakim olmak ve kendine güveni kaybetmemektir.
ŞAHSİ ÇIKAR HESABI YAPMAYIN: Bir tartışmada gelinebilecek en
tehlikeli nokta, konuşmacının şahsi hesaplar içinde olduğu
izlenimi verecek bir duruma düşmesidir. Siyaset bir toplumsal
eylem ve hizmet olduğuna göre, burada şahsi hesapların ön plana
çıkarılması, dinleyici kitle gözünde aday veya konuşmacıyı
çıkmaza sokabilir. Ben yaparım, ben bilirim, ben söylerim...
anlayışı sonunda; “Sen kimsin?” sorusunu getirebilir.
MOTİVASYON ŞART: Bir aday veya propagandacının motivasyonu
,kendisine partisine ve fikirlerine güvenle başlar. Ardından,
saÄŸlanan ÅŸartlar ve belirlenen stratejinin yeterli maddi ve
kadro desteÄŸi ile takviye edilmesi gelir. Bu ÅŸartlara haiz bir
aday ya da propagandacı zaten motive olmuş demektir.
ORGANİZE OLMAK: Seçim büyük bir yarıştır. Bu ipi göğüslemek tek
başına bir gayretle hemen hemen imkansızdır. Bilgili kadrolar ve
organize bir propaganda faaliyeti mutlu son için gereklidir. Bu
organizasyonda konuÅŸma metni yazandan afiÅŸ asana kadar herkese
büyük görevler düşer.
GERİLİMDEN UZAK DURUN: Yüz hatları ile tavır ve davranışlar
belli bir uyum içinde olmalıdır. Özellikle gerilim emaresi
kişinin yüzüne hiç yansımamalıdır. Gerilimden uzak
duramayanların bir tartışma/konuşma ortamından bozguna uğramadan
çıkması mümkün değildir.
TAHRİKÇİ DEĞİL, İKNACI OLUN: Siyasi konuşmalar ve tartışmalar
genelde büyük bir kitle tarafından izlenir. Bu durum
konuşmacılara ayrı ve önemli bir sorumluluk yükler.
Konuşmalarında tahrik yönü ağır basanlar sadece kendilerini
mahkum etmekle kalmaz aynı zamanda toplumsal barışa da zarar
verirler. Bu tür faaliyetlerin asıl amacı olan ikna yolundan hiç
sapmamak gerekir.
KAYNAKLARI İYİ KULLANIN: Siyaset, yetişmiş insan ve sağlıklı
para kaynağı gerektirdiğinden bu kaynaklara sahip olanların
hesaplı kitaplı olmasını gerektirir. Hangi insanın hangi işte
görevlendirileceği ve sınırlı bütçenin nasıl harcanacağı iyi
planlanmalıdır. bilmek zorundasınız. Yoksa her iki kaynaktan da
istenen verimin alınması imkansızlaşır.
SON SÖZÜ SİZ SÖYLEYİN: Özellikle siyasal konuların konuşulduğu
oturumlarda son sözü kimin söyleyeceği her zaman tartışmalara
yol açar. Tecrübeli konuşmacılar konuşma sırasında uyguladıkları
yöntemlerle genellikle sonsöz hakkını elde ederler. Son sözü
söylemek söylenecek söz ve verilecek mesajın mahiyetine göre
önem kazanabilir. Bu yüzden aday, bu tür programda oturum
hakimiyeti sağlayarak sonsözü kendisi söylemelidir.
Aday topluluk karşısında konuşurken nelere dikkat etmeli?
Aday konuşma yapacağı yere giderken kendinden emin görünmeli,
konuşma yerine aktif bir şekilde gitmeli, güleryüzlü olmalı ve
ceketinin önünü iliklemelidir. Aday konuşma yapacağı yerde
dikkatleri üzerine çekeceği için, ayakkabıların durumuna,
gözlüklerin yakışıp yakışmadığına, çantaya, parmaklarındaki
yüzüklere, saçlarının şekline, kıyafetinin duruş şekline önem
vermelidir. Çünkü bunlar dinleyiciler üzerinde olumlu etkinin
yanında olumsuz etki de yapabilir. Örneğin, eski model gözlük
takmak adayı olduğundan daha yaşlı gösterebilir. Konuşmaların
mümkün olduğunca ayakta yapılmaya gayret edilir. Çünkü, büyük
etki uyandıran konuşmaların çoğu ayakta yapılmıştır. Konuşurken
yapılacak hatalardan dolayı paniğe kapılmadan, sakin
olunmalıdır. Konuşma yaparken mümkün olduğunca kürsüye
abanılmamalıdır. Ayakları iki yana açmadan ancak sağ ayak sol
ayaktan bir miktar daha önde duracak şekilde bir duruş el ve kol
hareketlerinde kolaylık ve rahatlık sağlar. Aday konuşma
yaparken saçıyla, kıyafetiyle fazla oynamamalıdır. Çünkü kişinin
konuya hakim olmadığı izlenimini doğurur. Özgüven yitimi gibi
algılanır.Başarılı bir konuşma için mutlaka bir konuşma metni
hazırlanmalı ancak, dinleyici karşısında doğaçlama
konuşulmalıdır.
Seçim dönemlerinde adayların en çok kullandıkları yollardan
birisi de televizyon programları. Adaylar televizyonlardaki
tartışma programlarında nasıl davranmalıdır?
Günümüzde televizyonların, kamuoyunu yönlendirme ve etkilemedeki
önemi herkes tarafından kabul gören bir gerçektir. Seçimin
kaderini belirleyecek en etkili kampanya tekniklerinden
birisidir. Bu nedenle aday kendisini televizyonlarda, radyolarda
ve çeşitli ortamlarda yapılacak tartışma programlarına
hazırlaması gerekir. Televizyon ve radyolardaki tartışma
programları seçmenlerin adaylar hakkındaki ayrıntılı bilgi
düzeylerini yükseltir, kanaatlerini pekiştirir. Aynı zamanda
aday kimliğinin yapılandırılması önemli yer tutmaktadır. Aday,
tartışma programlarında yoğun bir izleyici kitlesine seslenmesi
ve sahip olduğu etki nedeniyle kazanç ve kayıpları önceden
değerlendirip taktik ve planlama yapmalı bunu prova etmelidir.
Tartışma programlarında bir başka önemli özellik de adayın nasıl
bir görüntü çizdiğidir. Katılınacak televizyon programıyla
ilgili olarak öncelikle program yapımcısından programın içeriği
ile ilgili bilgi alınması gerekmektedir. Programa başka kimlerin
katılacağı, konuşma süresinin ne kadar olacağı, sunucunun nasıl
bir karaktere sahip olduğu, özel bir kıyafet renginin olup
olmadığı, programda neler konuşulacağı gibi soruların cevabının
alınması gerekir. Böylelikle programda özellikle hangi konular
üzerinde ne kadar süreyle durulacağı planlanır. Etkin aday,
tartışma programında eylemlerini, olaylar üzerindeki etkisini,
kendi girişimlerini açıklayıcı dinamik bir yapı oluştururken,
edilgen aday kaygılıdır, kendi girişimleri hakkında konuşamaz.
Aday, tartışma programlarında kendisinin, barış yanlısı,
ailesine sadık, dini inançlara saygılı, devlet adamı
özelliklerine sahip ciddi, ağır başlı bir karaktere sahip
olduğunu giyimi, davranışları, rakiplerine karşı geliştirdiği
tavır ve sözcüklerle gösterebilmelidir. Adaylar, seçmenlerin
isteklerini, beklentilerini bilerek tartışma programına
katılmalı ve seçmenlerin duymak istediği konular üzerinde
yoğunlaşmalıdır. Aday tartışma programlarına katılmak için ciddi
bir hazırlık safhası geçirmelidir. Adayın saç kesiminden
sakalına, kıyafetinden elinde tutacağı aksesuarlara ve önündeki
dosyalara kadar her şeyin iyi planlanması gerekir. Aday tartışma
programlarında konuşulacak her türlü konuya hazırlıklı
olmalıdır. Mümkünse aday rakiplerini stratejisini kurguladığı
konu üzerinde konuşmaya zorlamalıdır. Böylelikle rahat bir
görüntü izlenimi doğurur ve rakip adaylar bundan rahatsız olur.
Söz konusu tartışma programları seçimlere katılan adayların
görüşlerini ve kişiliklerini karşılaştırma fırsatı sağladığı
gibi seçmenlerin de seçimlere olan ilgilerini artırır. Aday,
televizyon ve radyolardan gelen program tekliflerini mutlaka
kabul etmeli ve programların formatına uygun hazırlık yaparak
katılmalıdır.
Â
|