|
|
|
Hıfzı Topuz
( 1923)
|
|
gazeteci, yazar
1923 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni (1942), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1947-1958 yılları arasında Akşam gazetesinde muhabir, istihbarat şefi, yazı işleri müdürü olarak çalıştı. 1959-1983 yılları arasında, Paris’te Unesco Merkezi’nde, iletişim sektöründe özgür haber dolaşımı şefi olarak çalıştı. 1974-1975 yıllarında bir yıl süreyle TRT kurumunda radyolardan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı.
ESERLERİ:
Kara Afrika(1970), Uluslar arası İletişim (1985), İletişim’de Karikatür ve Toplum(1985), Paris’li Yıllar (1994), Türk Basın Tarihi(1996), Başlangıcından Bugüne Dünya Karikatürü (1997), Meyyale(1998), Taif’te Ölüm(1999), Paris’te Son Osmanlılar (1999), Eski Dostlar.
Eski Dostlar
Hıfzı Topuz son romanı “Eski Dostlar” ile okuyucu karşısında. Daha önce çeşitli konularda 20 kitabı var. Bu kitabının ortaya çıkmasında Emre Kongar ve bazı yakın dostlarının etkisi olduğunu belirtiyor. Yazar 1947’den 2000 yılına kadar yaşadığı anılarını anlatıyor kitabında.
Yazar kitabı beş bölüme ayırır. Birinci bölümünde Sabahattin Ali’yle nasıl tanıştığını anlatırken onun yaşantısına ve ölümündeki gizemlere değinir. Topuz, kitabının önsözünde şöyle der: “Kitaba Sabahattin Ali ile başladım. Çünkü Eski Dostlar’ı yazmamın nedenlerinden biri bu olaya ışık tutmaktı.” Hıfzı Topuz’ u Sabahattin Ali ile tanıştıran kişi Rasih Nuri İleri’dir.
Kitabın ikinci bölümü “Akşam’lı Yıllar”da Hıfzı Topuz Akşam gazetesinde çalıştığı yıllardaki anılarını anlatır. Bu dönemde tanıştığı Mustafa Ragıp Esatlı, Vala Bey, İsmail Cem’ in babası İhsan İpekçi ve Melih Cevdet Anday’la anılarını anlatır. 1952 yılında Atina’ ya gittiğinde General Trikupis ile yaptığı röportajdan bahseder. Trikupis Yunan Ordusunun Kurtuluş Savaşı’ndaki yenilgisinden bahsederken tutsaklığı sırasında Atatürk’ün nazik davranışını hiç unutmadığını şu sözlerle anlatır Hıfzı Topuz’a: “İnönü beni Atatürk’e tanıttı. Gazi’ nin bana söylediği sözleri hiç unutamayacağım. ‘Üzülmeyin generalim’ dedi. ‘Siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte yenilmekte vardır. Napolyon’ da savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu. Size karşı büyük bir saygı besliyoruz. Burada kendinizi tutsak durumda saymamanızı rica ederim. Konuğumuzsunuz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun, istirahat edin.’ ” Yazarın Akşam Gazetesi’nde çalışırken yapmış olduğu Yunan Adaları Gezileri’ nde Anadolulu Rumlarla yaptığı söyleşileri de okuyucuyu etkileyen ve duygulandıran bölümlerden bir tanesi...
Yazar üçüncü bölümde ise 1974-75 yıllarında TRT’de çalıştığı dönemlerde bazı ünlü yazar, şair ve sanatçılarla televizyondaki röportajlarını aktarır. Bu söyleşilerden okuyucuya detaylı olarak aktardıkları Yakup Kadri, Vedat Nedim Kör, Samet Ağaoğlu, nadir Nadi, Necip Fazıl Kısakürek, Vildan Aşir Savaşır, Muhittin Sadak, Esat Mahmut Karakurt, Agop Dilaçar... Yazar kitabında Atatürk ile ilgili anılara sık sık yer verir.
Dördüncü Bölüm “Paris’te ve İstanbul’dan”da Hıfzı Topuz Abidin Dino, Yaşar Kemal, Aziz Nesin ile ilgili anılarını anlatır. Çetin Altan’la Melih Cevdet’in kavgalarını anlatır. Melih Cevdet Anday eşi Yaşar hanımdan ayrılmak isteyinde Çetin Altan “sen Yaşar’ ı bırakamazsın...” deyince yumruklaşmaya başladıklarını ve onları zor ayırdıklarını söyler.
Kitabın son bölümünde yazar Faik Bercavi, Tülay German’la Erdem’in Serüveni, karikatürist Ferruh Doğan, Emre Kongar ve Kartal’da Ahmet Rami Bey’den bahseder.
Kitabın son sözünde ise bu kitabı yazmaktaki amacını şu sözleriyle belirtir: “Amacım yakın tarihe biraz ışık tutmak ve bizim kuşağın belleğindeki bazı olayları yeni kuşaklara aktarmaktı”.
|
|
|