|
|
|
Kemal Derviş
( 1949)
|
|
1949 yılında doğdu.İngiltere'de ekonomi alanında dünyanın sayılı üniversitelerinden olan London School of Economics'den mezun olduktan sonra ABD'nin dünyaca ünlü Princeton Üniversitesi'nde de yüksek lisans ve doktorasını yaptı. Derviş, Bülent Ecevit'in 1973-1976 yıllarında ekonomi ve uluslararası ilişkilerden sorumlu danışmanlığını yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Hacettepe Üniversitesi'nin yanı sıra Princeton Üniversitesi'nde ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanında öğretim üyeliği görevinde bulunan Derviş, Dünya Bankası'na 1978 yılında katıldı.
Dünya Bankası Araştırma Servisi'nde göreve başlayan Derviş, 1982 yılında, Dünya Bankası'nda Küresel Endüstri Departmanı, Endüstriyel Strateji ve Politikası için Bölüm Başkanlığı görevine getirildi. Bu görevi 1986 yılına kadar sürdüren Derviş, aynı yıl Dünya Bankası'nın Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi'nden sorumlu baş ekonomistliği görevine atandı. Orta Avrupa Departmanı'nda, 1987 yılından 1991 yılına kadar, direktör olarak görev yapan Derviş, daha sonra Kuzey Afrika Departmanlığı'nda direktör olarak görev aldı.Derviş, daha sonra, Dünya Bankası'nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölümü'nden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak görev yaptı.
Derviş, resmen UNDP Başkanı
Türkiye 27 Nisan 2005
NEW YORK - Birleşmiş Milletler (BM), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Kemal Derviş’in BM Kalkınma Programı (UNDP) başkanlığına seçildiğini resmen açıkladı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın sözcüsü Stephane Dujarric, olağan günlük basın toplantısında, Kemal Derviş’in UNDP başkanı seçildiğini söyledi. Dujarric, Annan’ın UNDP İcra Kurulu Başkanı’na bir mektup yollayarak, Derviş’in dört yıllık bir süre için UNDP’nin yeni başkanı seçilmesini BM Genel Kurulu’ndan isteyeceğini bildirdiğini kaydetti. Sözcü, bugüne kadar geleneksel olarak katkıda ve bağışta bulunan ülkelerden başkanların seçildiği UNDP’ye ilk defa, bu kuruluş tarafından kalkınma programları uygulanan bir ülkeden başkan seçildiğine dikkati çekti. Derviş’in yayımlanmış bir çok akademik makaleye de imza attığını söyleyen Dujarric, Kemal Derviş’in resmen UNDP başkanı olarak göreve başlayabilmesi için atamasının BM Genel Kurulu tarafından onaylanması gerektiğini belirtti.
Halen UNDP Başkanlığı’nı da yürüten BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Özel Kalem Müdürü Mark Malloch Brown, ‘’Genel Sekreter, kalkınma konularında bilgi ve tecrübe sahibi olması açısından UNDP Başkanlığı için Kemal Derviş’ten daha iyi bir isim seçemezdi’’ dedi. UNDP de bir açıklama yaparak, UNDP İcra Kurulu’nun, Derviş konusunda bu hafta içinde istişarelerde bulunacağını duyurdu. Açıklamada, Derviş’in BM Genel Kurulu’nun yıllık güz toplantısı öncesinde UNDP’deki görevine başlamasının beklendiği kaydedildi.
UNDP nedir?
UNDP, insan merkezli kalkınma anlayışı için gerekli değişimin savunuculuğunu yapan, insanların daha iyi bir hayat kurabilmelerine yardım için ülkelerin bilgi, deneyim ve kaynaklara ulaşmalarına çalışan bir Birleşmiş Milletler küresel kalkınma kuruluşudur.
ESERLERİ
Küreselleşme veya tarihin devamı
Kemal Derviş'in bu yazısı
Bilgi Üniversitesi'nin ‘‘Foreign Policy’’ (Dış Siyaset) dergisinin son sayısında Dünya Bankası Başkan Yardımcısı sıfatıyla yer aldı
YİRMİNCİ yüzyılın sonu dünyayı çok değiştirdiyse bile tarihin akışı sürüyor. Yüzyılı temel boyutlarında şekillendirmiş olan kapitalizm ile sosyalizm arasındaki büyük çekişme ortaya yeni bir sentez çıkardı. Ancak geçen yüzyılın son yirmi yılında oluşan bu sentezi, kapitalizmin mutlak galibiyeti veya sosyalizmin yenilgisi olarak tanımlamak da yanlış olur.
Kuşkusuz, piyasa mekanizmasının ve özel girişimin önemi daha iyi anlaşıldı. özel mülkiyet güven altına alınmadan piyasa mekanizmasının işlemeyeceği kabul edildi. Ekonomide katı merkeziyetçiliğin sonuç vermediği iyice ortaya çıktı. Yatırımlarda miktardan çok kalitenin önemli olduğu kanıtlandı.
Tablo aslında bu denli basit değil. Çünkü devlet küçülmedi, tersine çok büyüdü. Çağdaş ekonomide devletin üretimden çekildiği doğrudur. Bununla birlikte, devletin hem gelir dağılımına müdahalesi, hem de piyasayı düzenleyici işlevi azalmadı, arttı.
Başarılı olan, üstünlüğü kanıtlanan model, devlet ve piyasanın ç elişmediği, birbirlerini tamamladığı bir senteze dayanıyor. Güçlü bir hukuk devletinin eksikliği, piyasaların sağlıklı bir rekabetle işlemesine, kaynakların yüksek etkinlikle kullanılmasına engel oluyor, makroekonomik bunalım olasılığını da arttıyor.
KAPİTALİZM-SOSYALİZM
Piyasanın ve özel girişimin düzenleyici devlete daima ihtiyacı vardır. Yurt içinde etkili olmak, dünyada sözünü geçirmek isteyen bir devletin, verimli çalışan, zenginlik yaratan bir piyasa ekonomisine ihtiyacı var. Yirminci yüzyılın sonunda egemen olan ekonomik model kapitalizmin ve sosyalizmin yararlı unsurlarını birleştiren böyle bir sentez olarak gelişti.
Ne var ki, 21. yüzyılda, ‘‘piyasa’’ dediğimiz mekanizma artık ulusal değil, küresel düzeyde işliyor. Bu nedenle ulusal düzeyde devam eden gelir dağılımındaki bozukluğun uluslararası boyutu da gitgide önem kazanıyor.
Ulusal devlet, kendi toplumundaki gelir dağılımını, istediğinde vergi ve sosyal harcama politikalarıyla kısmen değiştirebiliyor. Ancak yılda ortalama kişi başına 30.000 dolar dolaylarında geliri olan ülkelerle, yılda kişi başına 300 dolarla yetinmek zorunda olan ülkeler arasındaki sosyal uçuruma karşı, hangi kamu gücü, kimin meşru kıldığı hangi hakla ve hangi kaynakla mücadele edebilir?
Piyasaların etkin işlemesi konusunda, küreselleşen sermaye hareketlerini herhangi bir devletin tek başına denetleyebilmesi derece zorlaştı.
İDEOLOJİK BOŞLUK
İşin asıl ilginç yanı, küreselleşmenin ideolojik ve politik bir boşlukta gelişiyor olması. Meşrutiyetini vatandaşlarının oyundan alan çağdaş demokratik devlet, serbest piyasanın çoğu zaman haksız gözüken, herhangi bir değer veya inanç sistemini yansıtmayan işleyişini demokratik politika sonucunda dengeleyebiliyordu. Ancak, aynı davranışı, küresel piyasa söz konusu olduğunda gözlemlemek mümkün değil.
Yirmibirinci yüzyıl böyle bir ideolojik çıkmazla başlıyor. Binbir zorlukla ve milyonlarca insanın ideolojik kavgalarda hayatını yitirmesinden sonra, kabul gören ve 20. yüzyıl sonunda egemen olan sosyo-ekonomik sentez, küreselleşmenin gücü yüzünden anlamını büyük ölçüde yitirmek üzere.
Küresel piyasaya eşlik edecek ve onu denetleyecek, küresel gelir dağılımına müdahale edecek, güçlü ve meşru bir kamu otoritesi henüz oluşmadı. önümüzdeki büyük sorunların çözümünü sadece teknolojide ya da ekonomide bulmak mümkün değil. Küresel piyasanın yasal, kabul gören, demokrasinin ilkelerini yansıtan bir siyasi çerçeveye ihtiyacı var.
Bu çerçeveyi meşru kılan ideoloji oluşmadan, küreselleşme büyük tartışmalara ve kavgalara yol aşabilir.
TÜRKİYE'YE DÜŞEN ROL
Yerel ve ulusal benliğin korunabileceği, ancak küresel piyasanın da denetlenebileceği yeni bir sentez arayışı 21. yüzyılda ideolojik tartışmaların özünü oluşturacak.
Tarih bitmedi, devam ediyor ve hepimizi bugün düşlemekte bile güçlük çektiğimiz yepyeni ufuklara doğru götürüyor. Türkiye medeniyetleri bir araya getiren geçmişinden ve kıtalararası coğrafi konumundan kaynaklanan özelliğiyle, bu arayışta hiç kuşkusuz çok önemli bir rol oynayacaktır.
HAKKINDA YAZILANLAR
Derviş: Gençliğimde ben de yürüdüm
Hürriyet 7 Nisan 2001
Devlet Bakanı Kemal Derviş, ekonomik kriz nedeniyle sokaklarda eylem yapan esnafın kaygısını anladığını söyleyerek, ‘‘Ben de gençliğimde epey yürüdüm sokaklarda’’dedi. Derviş, ‘‘Türk halkı sağduyu ölçüsünde beklemesi gerekiyor. Büyük bir ekonomik bunalımdan geçiyoruz ve mucize beklemek yanlış’’diye konuştu.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, dar gelirli vatandaşın kaygısını ve tepkisini anladığını söyleyerek, toplumun çeşitli kesimlerinin sokaklarda eylem yapmasını ‘‘Ben de gençliğimde sokaklarda yürüdüm’’ diye değerlendirdi. Türk halkının sağduyulu olduğunu vurgulayan Derviş, ‘‘Fakat icraat da güven istiyor. Adım adım iyiye götüreceğiz’’ dedi
Derviş, dün Başbakan Bülent Ecevit ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin büyük bir ekonomik bunalımdan geçtiğini belirterek, mucize beklemenin yanlışlığına dikkat çekti. Hergün bir adım daha ilerlediklerini belirten Derviş, esnafın sokak eylemleri hatırlatılınca şöyle konuştu: ‘‘Dar gelirli, esnaf, işçi ve işveren zor durumda. Ben de gençliğimde epey yürüdüm sokaklarda. Ama bunu hep birlikte aşacağız. Türk halkı sağduyuludur. Tabii icraat da görmek istiyor. Görmek istemekte de haklıdır. Yalnız belli bir sabır ölçüsünde, sağduyu ölçüsünde beklenmesi gerekir. Sanıyorum adım adım iyiye doğru götüreceğiz. En önemli şart Türk vatandaşının kendisine, ulusuna devletine güvenmesidir. Türkiye, tüm zorluklara rağmen çok güçlü bir toplumdur.’’
Derviş, Başbakan ve koalisyon liderlerinin büyük desteği olduğunu, yakın temas için fırsat bulabilirse partililerin de desteğinin artacağını savundu. ANAP Grup Başkanvekili İbrahim Yaşar Dedelek'in TBMM'ye gitmemesini eleştirmesine de Derviş şöyle karşılık verdi: ‘‘Benim de hoşuma giderdi. Ama o zaman bu işleri ve programla ilgili bütün çalışmaları nasıl yürüteceğiz. Maalesef şu anda bütün zaman Meclis'te olmak mümkün değil. O bakımdan biraz anlayış bekliyorum. Mucize yoktur onu ilk başta da söyledim. Ama destek vardır. Benim için herşeyden önce sizin ve toplumun desteği önemli. Ama bu program toplumun desteği, vatandaşın güveni olmadan başarıya ulaşamaz. En önemli destek vatandaşındır.’’ Derviş'in verdiği diğer mesajlar özetle şöyle:
DENGE KURMAYA ÇALIŞIYORUZ
Bir taraftan çok acele etmemiz gerekiyor, Türkiye'nin beklemeye çok tahammülü yok. Ama aynı zamanda da uzun zamandır sorun yaratan birtakım meselelerin üstüne de çok ciddiyetle eğilmemiz, çok ciddi çalışmamız, fazla yanlış yapmamamız gerekiyor. Lütfen birazcık herkes sabırlı olsun. Birlikte çalışalım. Bu dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Takımımızı da kurduk. Kamu bankalarının yönetimine de çok deneyimli ve saygın bir arkadaş geldi, Hazine müsteşarı, Merkez Bankası başkanı ve diğer bürokrat arkadaşlarla hep birlikte çalışıyoruz.
MUCİZE YOKTUR
Mümkün olduğunca dargelirliyi, emeği düşünerek programı yürürlüğe koymamız gerekiyor. Ama ekonomide muzice yok. Olmayan bir kaynağı da birisine vermek mümkün değil. O zaman verdiğimiz kaynağı enflasyonla geri almış oluruz. Sürekli bir başarı yaratmış olmayız.
IMF ile ciddi çalışma başlıyor
Devlet Bakanı Kemal Derviş, dışarıdan iyi haberler geldiğini belirterek, "Yarın (bugün) IMF heyeti Türkiye'ye geliyor. Onlarla Pazar günü sabahtan itibaren çok ciddi çalışmaya başlayacağız. Dolayısıyla önümüzde önemli bir hafta var. Fakat hazırlıklıyız"dedi. Yasalar konusunda da epey mesafe aldıkları ifade eden Derviş, "Sanıyorum Nisan ayı ortasına kadar program ve dış anlaşmalar için gerekli olan yasaların büyük çoğunluğu TBMM'den geçmiş veya geçmek üzere olacak" diye konuştu.
Süper Bakan Kemal Derviş
Hürriyet 3 Mart 2001
Şehriban OĞHAN/ANKARA
Dün iki kez biraraya gelen kaolisyon liderleri, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in, dışardan Devlet Bakanı olarak atanmasına karar verdi. Başbakanlık'ta günboyu süren toplantılar sonucu, Merkez Bankası Başkanlığı'a Süreyya Serdengeçti atandı. Hazine Müsteşarlığı'na bir süre daha Ferhat Emil vekalet edecek.
DÜNYA Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, koalisyon liderlerinin günboyu süren toplantıları sonucu Devlet Bakanlığı koltuğuna oturarak ekonominin dümenine geçti. Dün, Ankara'da iki liderler zirvesi ve bürokratlar arasında yapılan bir dizi toplantı sonrasında, önceki akşam Türkiye'ye gelen Kemal Derviş'in, geniş yetkilerle donatılmış bir Devlet Bakanı olarak görev yapması kararlaştırıldı. Hükümet, Kemal Derviş'in de onayı ile Merkez Bankası Başkanlığı'na, halen bu kurumda Başkan Yardımcısı olarak çalışan Süreyya Serdengeçti'nin atanmasını kararlaştırdı. Hazine Müsteşarlığı'na henüz bir atama yapılmazken, halen vekaletin Hazine Müsteşarı olarak görev yapan Ferhat Emil'in bu görevi bir süre daha sürdürmesi kararlaştırdı. Kemal Derviş'in atama kararnamesi dün Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Derviş'in, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayından sonra Meclis'in ilk oturumunda yemin ederek göreve başaması bekleniyor.
SÜPER YETKİ
Başbakan Bülent Ecevit, dün akşam saatlerinde bir basın toplantısı düzenleyerek Kemal Derviş'e bağlı olacak kurum ve kuruluşları açıkladı. Ecevit'in açıklamasına göre Derviş, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BBDK), Ziraat Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Halk Bankası ve Türkiye Kalkınma Bankası'ndan sorumlu olacak. Ecevit ile basın açıklaması yapan Kemal Derviş, gazetecilerin sorularını yanıtlamaktan kaçındı. ‘‘İşimiz çok, şimdi daha fazla konuşmak istemiyorum’’ diyen Derviş, Bülent Ecevit ile 26 yıl sonra tekrar çalışmanın kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu belirtti. Derviş, dün sabah erken saatlerde Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi, CHP eski Genel Başkan adayı Prof. Hurşit Güneş ile görüştü. Yaklaşık yarım saatlik bu görüşmenin ardından Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, Derviş'in kaldığı otele geldi. Derviş ve Erçel yaklaşık 40 dakika süren sabah kahvaltısında biraraya geldiler. Erçel, kahvaltının ardından habercilere görünmemek için garaj kapısından çıkmayı tercih ederken, Kemal Derviş odasına çıktı. Basın mensuplarının ısrarlı talepleri üzerine, bir süre sonra otelin lobisine inen Derviş, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
YARDIM İÇİN ÇALIŞIYORUM
Derviş, gazetecilerin, ‘‘Türkiye'ye nasıl yardım edebilirsiniz’’ şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi: ‘‘Türkiye'ye nasıl yardım edebileceğim üzerinde çalışıyorum. Sayın Başbakan ve başbakan yardımcılarının önerilerini bekliyorum. Herşey daha çok yeni, ama benim bir talebim olmadı. Ben Başbakan'ın çağrısı üzerine durumu görüşmek üzere geldim.’’ Derviş, ‘‘Yeni bir sorumluluk yüklenmeye hazır mısınız?’’ sorusuna ise, ‘‘Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bu yardımın şeklini bulmaya çalışıyorum’’ karşılığını verdi. Kemal Derviş, Türkiye'de yeni bir görev üstlenmesi halinde bunun Dünya Bankasınca nasıl karşılanacağı sorusuna ise, ‘‘Bu benim kararım. Zaten Dünya Bankası'ndaki arkadaşlar da Türkiye'ye destek olmak istiyorlar. Türkiye'deki sağlam toplumsal yapıyı ve büyük ekonomik potansiyeli herkese anlatmamız lazım’’ yanıtını verdi. Derviş, ‘‘Herkes sizi Cottarelli gibi görüyor’’ hatırlatması üzerine ise şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Bunda biraz sizin de kabahatiniz var. Bu bir takım işidir. Bu çağdaş dünyada birtek kişinin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu takımın nasıl oluşturulacağına ve bu takıma nasıl yardım edebileceğime bakıyorum.''
Derviş'i bakanlığa taşıyan hareketli gün 09.30: Başbakan Bülent Ecevit, Başbakanlık'a geldi. 10.15: İlk kez Bakanlar Kurulu toplantısında son ekonomik gelişmelerin değerlendirileceği basın mensuplarına duyuruldu. 10.30: Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başbakanlık'a geldi. 11.00: Başbakan Ecevit ile Başbakan yardımcıları Bahçeli ve Hüsamettin Özkan biraraya geldiler. 11.20: Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da Başbakanlık'a gelerek bu toplantıya katıldı. 11.30: Liderler toplantısı sona erdi. Bakanlar Kurulu toplantısı başladı. 11.35: Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. 11.45: Bahçeli, Yılmaz ve Özkan Ecevit'in başkanlığında yeniden biraraya geldiler. 12.10: Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş Başbakanlık'a gelerek, liderlerin toplantısına katıldı. 14.00: Emekliliğini isteyerek görevinden ayrılan Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp Başbakanlık'a geldi. 14.05: Demiralp ve Kemal Derviş, 3 liderle görüşürken, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, başka bir odada Devlet Bakanı Recep Önal ile biraraya geldi. 14.30: Liderlerin toplantısı sona erdi. Derviş ile Demiralp başka bir odada görüştüler. 15.15: Demiralp, Başbakanlık'tan ayrıldı. 17.35: Ecevit, basın toplantısı ile Derviş'in görevini açıkladı.
Katrilyona alışmam lazım
DÜN gün boyu önce koalisyon liderleriyle, daha sonra da bürokratlarla biraraya gelen Kemal Derviş, medyanın kendisine gösterdiği ilgiye şaşırdı. Sabah saatlerinde kaldığı Ankara Hilton Oteli'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Derviş, dosyalar üzerindeki çalışmasını sürdürdüğünü ve akşamdan bu yana en az 20 kişiyle telefon görüşmesi yaptığını söyledi. Kemal Derviş, ‘‘Türkiye'nin durumu nedir?’’ sorusuna, ‘‘Önce katrilyon kavramına alışmam lazım’’ yanıtını verdi. Derviş çok iyi seçim HAZİNE Müsteşarlığı'ndan emekliye ayrılan Selçuk Demiralp, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in çok iyi bir seçim ve çok güçlü bir isim olduğunu söyledi. Demiralp, dün Hazine çalışanlarına kısa bir toplantıyla veda etti. Basına kapalı yapılan toplantıdan yaşlı gözlerle çıkan Demiralp, kendisine verdikleri destekten dolayı gazetecilere teşekkür etti. Demiralp, ‘‘Kemal Derviş isim olarak çok önde gelen isimlerden bir tanesidir. Çok iyi bir seçimdir. Hem yurtiçinde, hem yurtdışında Türkiye'yi çok iyi bir biçimde temsil edebilecek güçte bir isimdir’’ diye konuştu. Kendisine ihtiyaç olursa destek olmaya hazır olduğunu belirten, Hazine Müsteşarlığı görevini üstlenece kişi için ‘‘Allah kolaylık versin çok zordur’’ dedi. Selçuk Demiralp, basına kapalı olarak yapılan veda toplantısında krizin maliyetinin sadece Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel'e çıkarılmasını istemediği için görevi bıraktığını açıkladı. Demiralp'in ‘‘Bu, etik olarak bana yakışmazdı. Çünkü para programında değişiklik oluyordu ve Merkez Bankası başkanıyla müşterek sorumluluğumuz vardı’’ dediği öğrenildi. Müsteşar vekili Ferhat Emil'in asaleten atanmasını Hükümet'in çok istediğini ancak Emil'in bunu sağlık nedenleriyle geri çevirdiğini söyleyen Demiralp'in konuşması sırasında sık sık gözlerini dolduğu görüldü. Önce Merkez Bankası Başkanlığı önerildi KEMAL Derviş, önceki gün ABD'den döndükten sonra Başbakan Bülent Ecevit ile yaptığı görüşmede sadece Merkez Bankası Başkanlığı görevini üstlenmeye sıcak yaklaşmadı. Derviş, daha yukarda koordinasyonu sağlayacak bir görev istedi. Ecevit de önceki gece yapılan liderler zirvesinde Derviş'in de talep ettiği, bakanlık görevi verilmesini ortaklarına danıştı. Koalisyon ortakları ilk aşamada Derviş'e bakanlık görevi verilmesine sıcak bakmadı. Ancak, Hazine'den sorumlu Devlet Bakanlığı DSP'nin uhdesinde olduğu için, Recep Önal'ın görevinden alınıp yerine Derviş'in atanmasının DSP'nin yetkisinde olduğu Ecevit'e anımsatıldı. Ecevit, bunun üzerine boş bulunan bir Devlet Bakanlığı'na Önal'ı kaydırıp, koalisyonda DSP'nin bakan sayısını bir artırarak 14'e çıkarmasının olası olup olmayacağını sordu. Bahçeli ve Yılmaz buna olumlu yaklaştı. Derviş'e hangi kurumlar bağlı? Merkez Bankası Hazine Müsteşarlığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Ziraat Bankası Sermaye Piyasası Kurulu Halk Bankası Türkiye Kalkınma Bankası
Kurtarıcı Derviş YDH’lı çıktı
Cüneyt Uzunoğulları Hürriyet 29 Şubat 2001
Bugün hükümetle görüşmek üzere ABD'den Türkiye'ye gelecek olan Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, 1994 yılında Cem Boyner başkanlığında oluşturulan Yeni Demokrasi Hareketi'nin (YDH) kurucu üyesi olduğu belirlendi. Başbakan Bülent Ecevit'in Türkiye'ye görüşmek üzere çağırdığı Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, 1994 yılında Cem Boyner başkanlığında oluşturulan Yeni Demokrasi Hareketi'nin (YDH) kurucu üyesi çıktı. Hakkında Merkez Bankası Başkanlığı veya ekonomiden sorumlu bakanlığa getirileceği spekülasyonları yapılan Kemal Derviş, 1995 yılında yapılan genel seçimlerde binde 8 oy aldıktan sonra kendini fesheden YDH'da Zülfü Dicleli, Prof. Asaf Savaş Akat, Memduh Hacıoğlu, Cengiz Çandar ve Mehmet Altan gibi isimlerle birlikte görev almıştı. Dün Washington'dan hareket eden Kemal Derviş, bugün Ankara'ya geliyor. Başbakan Bülent Ecevit, dün TBMM'de liderler zirvesi çıkışında gazetecilerin sorusu üzerine, ‘‘Amerika'dan bir değerli arkadaşımız geliyor. Onunla değerlendirmede bulunacağız’’ dedi.
YOKSULLUK UZMANI
Kemal Derviş, Mayıs 2000'den bu yana Dünya Bankası'nda, küresel düzeyde yoksulluğun azaltılması programları ile ekonomi idaresi ve politika konuları için global iletişimden sorumlu Başkan Yardımcısı görevini sürdürüyor. Derviş'in ‘‘Dış Ticarette Planlama Modelleri’’ ve ‘‘Kalkınma Politikası için Genel Denge Modelleri’’ isimli iki kitabın yanı sıra çeşitli dergilerde yayımlanmış ekonomi konusunda çok sayıda makaleleri bulunuyor. Yılmaz: Derviş, Merkez Bankası'nı kabul etti, IMF sevindi Başbakan Bülent Ecevit, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelişi için, ‘‘danışacağız’’ demekle yetinirken, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz dün partisinin Başkanlık Divanı'nda, Kemal Derviş'in Merkez Bankası Başkanlığı görevini kabul ettiğini açıkladı. Derviş ile Ecevit'in bir telefon görüşmesi yaptıklarını belirten Yılmaz, bu görüşme sonucu Derviş'in kendisine yapılan teklifi kabul ettiğini belirtti. Yılmaz, Kemal Derviş'in Merkez Bankası Başkanlığı'nı kabul etmesi sonrasında, Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in de Ecevit'i telefonla arayarak, ‘‘İyi bir seçim yaptınız’’ dediğini kaydetti.
Huntington'a karşı Kemalizm'i savundu
Kemal Derviş Dünya Bankası adına katıldığı toplantılarda yaptığı geniş çerçeveli konuşmalarla tanınıyor. Derviş'in konuşmalarında bir teknisyenden çok bir akademisyenin kuramsal yaklaşımları görülüyor. Derviş, Dünya Bankası Ortadoğu, Kuzey Afrika Bölge Başkanlığı yaptığı dönemde Ahmet Dallı Bankacılık Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada ABD'li siyaset bilimci Samuel Huntington'ın ‘‘Kemalizm'in sonu geldi’’ yaklaşımına karşı Kemalizm'i savundu. Derviş, 9 sayfalık uzun konuşmasında Huntington'a şöyle yanıt verdi: ‘‘Huntington son kitabında medeniyetler çatışmasından söz ediyor. Huntington'a göre önümüzdeki yüzyılda çatışma esas olarak batı ile İslam, batı ile Çin arasında olacak. Huntington kitabında Türkiye'ye de yer veriyor. Huntington Türkiye'de Kemalizm'in sona ereceğini söylüyor. Türkiye bölgesinde ve dünyada farklılıkları bir arada yaşatabilen örnek bir ülkedir. Türkiye Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u almasıyla birlikte Avrupalı olmuştur. İstanbul her dönem Avrupalı'dır. Atatürk'ün devrimi ise bir başarı hikayesidir. Atatürk Türkiye'yi batılı değil, modern yapmıştır. Huntington'un ölçüleriyle bakarsak Kemalizm yenilmemiştir, Kemalizm olağanüstü bir başarı kazanmıştır. Ben bugün Türkiye'nin bir çok zorluğa ve kafa karışıklığına rağmen, tarihi, coğrafyası ve gelenekleriyle harman olmuş bir çağdaşlığı yaşadığına inanıyorum. Bu da Kemalizm'in zaferidir.’’
Program Açıklandı !
Derviş'ten Askere Tasarruf Ricası
Hürriyet 13 Nisan 2001
Şehriban OĞHAN
Devlet Bakanı Kemal Derviş, dün Genelkurmay Başkanlığına giderek burada komuta heyeti ile yaklaşık 1.5 saat süren bir görüşme yaptı. Derviş, 19.5 milyar dolarlık 32 askeri projenin ertelenmesinin ekonomiye katkıları nedeni ile Genelkurmay Başkanlığına teşekkür etti. Görüşmeye, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, II.Başkan Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Lojistik, Plan Prensipler ve Harekat Birimlerinin J Başkanları ile Hazine Müsteşarı Faik Öztrak katıldı. Derviş'in görüşmede gündeme getirdiği önemli konuların başında cari harcamaların TSK bünyesinde de kısıtlanması isteği oldu. Derviş'in bu isteğini olumlu yaklaşan komutanlar, yeni program çerçevesinde tüm birlik, kurum ve karargahlarda cari kalemlerin, gözden geçireceğini dile getirdi.
GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM
Derviş'in kaseti çıktı !
KEMAL DERVİŞ İÇİN ŞARKI YAPILDI.. İŞTE ‘DERVİŞ BABA’ ŞARKISININ SÖZLERİ: HOŞ GELDİN VATANINA, UMUTLAR VERDİN HALKA, DERTLERİ BAŞIMIZDAN, ATASIN DERVİŞ BABA, SANA DESTEK OLMAYAN, UTANSIN DERVİŞ BABA..
haberturk.com 17 Mayıs 2001
MÜZİK dünyasındaki ismini ABD’li şarkıcı ‘Eminem’den alan 12 yaşındaki Gülşen, ilk kasetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’e destek verdi. Marşandiz International Müzik’ten çıkan ‘Memo’ isimli albümünde, Fatih Erkoç’un bestelediği ‘Derviş Baba’ türküsünü seslendirmekten çok mutlu olduğunu söyleyen Gülşen, Muşlu, 6 çocuklu bir ailenin en küçük ferdi. Ve işte, yerli Eminem’in ‘Derviş Baba’ şarkısı..
DERVİŞ BABA
Hoş geldin vatanına
Umutlar verdin halka
Dertleri başımızdan
Atasın Derviş Baba
Sana destek olmayan
Utansın Derviş Baba
Sana destek vermeyen
Utansın Derviş Baba
Biz çocuklar umutla
Bakıyoruz dünyaya
Bize mutlu yarınlar
Getirsen Derviş Baba
Aman baba Derviş Baba
Sana muhtacız baba
Aman baba Derviş Baba
Bizleri kurtar baba
GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM 19 MAYIS 2001
Katerina Geldi !
Türkiye'nin en çok merak ettiği kadın
Hürriyet 19 Mayıs 2001
Dünya Bankası'ndaki görevini bırakarak Türkiye'ye gelen ve 57. hükümet tarafından Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı yapılan Kemal Derviş'in eş özlemi sona erdi. OECD toplantısı için hafta başında Paris'e giden Derviş, Türkiye'ye Paris'te bulunan eşi Catherine Stachniak Derviş ile birlikte döndü. Derviş, Amerikalı eşi Catherine'nin Türkiye'ye yerleşeceğini söyledi. Dayanamayıp bir süre sonra döneceğini iddia edenleri bu şekilde cevaplandıran Derviş, Türkiye'de kalıcı olduğunu da gösterdi.
EŞİNİ BASINA TANIŞTIRDI
Paris Orly Havalimanı'ndan İstanbul'a hareket eden THY'nin TK 1828 sefer sayılı uçağıyla 1-C ve 1-A numaralı koltuklarda yan yana oturan Kemal ve Catherine Derviş, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, uçak altında İstanbul Vali Yardımcısı Şener Can ve DHMİ Protokol Müdürü Gül Yılmaztürk tarafından karşılandı.
Uçaktan indikten sonra kendilerine tahsis edilen araçla VİP Salonu'na geçen Kemal Derviş ve eşi Catherine Derviş, burada kısa bir süre dinlendikten sonra bekleyen gazetecilerin karşısına çıktılar. Devlet Bakanı Derviş, lacivert etek ve ceket, beyaz üzerine değişik renk çizgili yakasız gömlek ve siyah ayakkabı giyen eşi Catherine ile yan yana kısa bir basın toplantısı düzenledi.
BURADA YAŞAYACAĞIZ
Derviş'in çağdaş bir yaklaşımla, yerleşmek için Türkiye'ye gelen eşini basın ile tanıştırması, gazeteciler tarafından takdirle karşılandı. Derviş eşi Catherine'i tanıtırken gazetecilere ‘‘Eşim de benim gibi burada yaşamayı seçti. Artık Türkiye'ye yerleşiyoruz, burada yaşayacağız’’ dedi.
Derviş, ‘‘Şimdiye kadar haftada yedi gün çalışıyorduk. Artık altı gün çalışacağımı tahmin ediyorum. Bir gün ayırabileceğim için gelmesi iyi oldu. Kendisi de Türkiye'ye gelmekten çok mutlu.’’ diye konuştu. Konuşmasına şehit ailelerine başsağlığı ve sabır dileyerek başlayan Kemal Derviş, Paris'te bakanlar düzeyindeki OECD toplantısına katıldığını belirterek toplantıda Türkiye'nin yeni ekonomik programını tekrar anlatma fırsatı bulduğunu söyledi.
SARIYER’E GİTTİLER
Reel sektör temsilcileriyle görüşmek üzere Anadolu'ya yapacağı geziye eşiyle birlikte çıkacağını söyleyen Derviş, daha sonra gazetecilerin oluşturduğu konvoy eşliğinde Sarıyer Büyükdere Caddesi üzerindeki Sedadkent Villaları'nın bulunduğu siteye geldi.
Kemal ve Catherine Derviş 2 gece İstanbul'da kaldıktan sonra pazar sabahı Ankara'ya gidecek.
Reformun Dervişleri
Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e: Bir Ailenin
Biyografisi
Abdullah Muradoğlu
Bakış Yayınları / Biyografi Dizisi
Türkiye'de işler kötüye gittiğinde bir 'kurtarıcı' aranır. Doğu toplumlarına özgü ölümcül bir mitostur bu. 19 Şubat 2001 tarihli MGK toplantısında Başbakan Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında yaşanan ikinci talihsiz krizin ardından
ekonomi de alt üst oldu. Kriz her zaman olduğu gibi sıradan vatandaşı vurdu. Yaşanan gelişmeler bir yönetim krizini de iyice açığa çıkardı. Halk katmanları umutsuzluğa ve yılgınlığa düştü. Hükümetin istifa etmesi beklenirken, tam tersi bir gelişme daha
yaşandı. Amerika'dan profesyonel bir kurtarıcı ithal edildi. Bu kez kurtarıcımız Dünya Bankası'ndan Kemal
Derviş'ti. 1960'larda Kemal Kurdaş, 1970'lerin başında da Atilla Karaosmanoğlu benzer şekillerde Amerika'dan çağırılmışlardı. Her iki operasyon da başarısızılka sonuçlanmıştı. Ancak Kemal Derviş'in gelişi çok daha farklıydı. Derviş, adeta Hükümetin dördüncü ortağı olarak ekonomi yönetiminin başına getirildi. Kemal Devriş'in bir diğer özelliği de üçyüz yıllık Osmanlı
yönetici sınıfından bir aileye mensup olmasıydı. Ailenin kurucusu Halil Hamit Paşa da 219 yıl önce çok geniş yetkilerle bugünkü gibi bir kriz döneminde kurtarıcı olarak Başbakanlığa atanmıştı. "Reformatör" olarak nitelenen Halil Hamit Paşa, Tanzimat'ın da
öncüsü sayılıyor. Osmanlı Devleti'ni yenileştirmek isteyen bir akımın önderi olarak kabul edilen Halil Hamit Paşa, devletin reformlara direnen muhafazakar kanadının komplosu sonucunda Başbakanlıktan düşürülerek idam edildi. Aile, Halil Hamit Paşa'dan
sonra siyaset meydanından çekildi.
Kemal Derviş, ilmiye ve askeriye sınıfında parlak isimler yetiştiren Hali Hamit Paşa ailesinin siyasete dönüşünü simgeliyor. Kemal Derviş, artık Türk siyasetinde başat bir aktör olarak nitelendiriliyor. 1970'li yılların başından itibaren siyasete yakınlık
duyan Derviş, ailesinin reformcu çizgisini izliyor. "Reformun Derviş'leri", Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e kadar uzanan yönetici sınıftan bir ailenin üçyüzyıllık tarihini içeriyor. Kitabı okuduğunuzda bunu anlayacaksınız. Aktörler, sahneler değişse de
olayların özü aynı kalıyor.
(Arka Kapak)
|
|
|